Ruh Esinizi Buldunuz Mu
Hayatınızın erkeğini bulduğunuzu mu düşünüyorsunuz? Peki o, gerçekten doğru kişi mi? Buna nasıl karar vereceksiniz? Bu konuda neler yapmanız gerektiğini öğrenmeye var mısınız?
Aşksız yaşayamam diyenlerdenseniz ve yeni bir ilişkiye merhaba demişseniz; sizden mutlusu yoksa, ne mutlu... Herkes ruh ikizinin... Hani şu herkesin arayıp da bulamadığı, bulanların da sınırlı sayıda olduğu. Peki ya siz hala bulamayanlardansanız... Üzülmeyin. Beklemeye devam edin, mutlaka bir gün karşınıza o doğru insan, yani ruh ikiziniz çıkacaktır. Nerede, nasıl karşınıza çıkacağı hiç belli olmaz. Çevrenizdekilerin tanışma hikayelerine bakın... İşte tam da bahsettiklerimize uygun olarak hatırlanması gereken öyle bir hikaye var... Hikayeyi belki herkes biliyordur ama bilmeyenler için bir kez daha hatırlatalım.
Platon'un "Symposium" adlı eserinde, Aristophanes aşkın tarihi ile ilgili bir konuşma yapar. Ve konuşmada şunları anlatır: "İnsanlar eskiden dört kollu, dört bacaklı, Hermafrodit ve çok güçlü yaratıklarmış. Kendi kendilerine yetebildikleri ve çok güçlü oldukları için her türlü taşkınlığı yapar, tanrıları onurlandırmayı ihmal ederlermiş. Bir gün tanrılar buna çok sinirlenmiş ve insanları ortadan ikiye bölmüşler; bir taraf erkek, bir taraf kadın olmuş. İkiye bölünen parçalar o kadar korkmuşlar ki birbirlerine sarılmışlar. Tanrılar bu işin böyle olmayacağını düşünüp, bedenlerini dünyanın farklı yerlerine dağıtmışlar. İşte o gün bugündür yarım olan parçalar, tamamlanmak için diğer yarılarını arar olmuşlar. Diğer yarılarını bulduklarında, gerçek aşka ulaşıyorlarmış. Peki, her şey bu kadar basit ve masalsı mı? Yeni bir ilişkiye başlarken "onun" ruh ikiziniz olup olmadığını bilmeniz çok önemli. İşte bunu anlayabilmeniz için ipuçları...
İlk karşılaşma
Onu ilk gördüğünüzde ne hissettiğiniz çok önemli. Yeni biriyle tanıştığımızda genellikle bizi ilgilendiren, karşı tarafın bizden hoşlanıp hoşlanmadığı ya da bizim ondan hoşlanıp hoşlanmadığımızdır. Fakat kanıtlanmış şöyle bir gerçek var ki kişiler arası çekimin belirleyicileri fiziksel yakınlık, aşinalık ve benzerliktir. Eee, yakışıklı ya da güzel olmanın ilk anda etkisi var tabii ki.
Duygularınızdan emin olun ve doğru zamanı bekleyin
Eğer ondan hoşlandıysanız, duygularınız konusunda eminseniz ve karşı tarafın da size karşı ilgisi olduğunu hissediyorsanız ne mi yapmalısınız? İlk karşılaşmadan sonra, ilişkiyi daha derin ve samimi bir arkadaşlığa hatta aşka doğru yönlendirmek sizin elinizde. Mümkün olduğu kadar aynı ortamlarda olmaya çalışın. Bu, karşı tarafı, sizin varlığınıza alıştıracak ve her ortamda gözlerinin sizi aramasını sağlayacaktır.
Kendinizden bahsedin ama nasıl?
Hayata bakış açınızı bilmesi ve sizi daha yakından tanıması ilişkinizin seyri açısından gerekli. Size ilişkin bilgileri tabii ki bir metin şeklinde eline vermeyeceksiniz. Ne mi yapacaksınız? Şu soğuk günlerde sıcak kahvenizi yudumlarken ya da romantik bir akşam yemeğinde dürüst, abartıya ve fazla ayrıntıya girmeden kendinizden bahsedebilirsiniz. Özellikle, ortak noktalarınızın neler olduğunu keşfetmeye çalışın. Eğer benzer noktalarınız olduğunu anlarsa sizden hoşlanması daha kolay olacaktır. Ama yine de kendinizi anlatmaktan çok onun kendisini anlatmasını ve göstermesini beklemelisiniz. Unutmayın ki, gizemli kadın olmak erkekleri her zaman cezbeder.
Tepkilerine ve insanlarla olan diyaloglarına dikkat edin
Yeni sevgili adayınız, size kendisiyle ilgili bilgiler aktarırken dikkatle dinleyin. Özellikle yaşadığı olayları anlatırken yaptığı yorumlar, size onun hakkında küçük ipuçları verecektir. Hatta neden öyle davrandığını sorun ve siz olsaydınız nasıl davranırdınız, onu bu konuda bilgilendirin. Tabii siz de kendiniz hakkında ipuçları verin ki diğer taraf da sizin hakkınızda fikir sahibi olabilsin. Eğer durumlar karşısında yaptığınız yorumlar ve verdiğiniz tepkiler ortaksa bu, işinizi daha da kolaylaştıracaktır. Unutmayın, insanlar fikirlerine değer veren ve seçimlerini onaylayan kişilerle birlikte olmaktan zevk alırlar.
Ortak beğenileriniz var mı?
İlişkilerde matematiksel bir düzen yok mu? Pay ve payda birbirine eşit, diyelim ki "iki" ise sonuç "bir" değil mi. Yani aynısınız; yani o siz, siz de o'sunuz. Fakat aynı kişiliğe sahip olmak bir ilişkiyi belli bir süre sonra zorlaştırır. Bu noktada bahsettiğimiz aynılık beğeniler noktasında. Hangi müzik türünü sevdiğiniz; sergi, müze veya konserlere gitmekten hoşlanıp hoşlanmadığınız, hangi filmi göz kırpmadan izlediğiniz ya da sporsuz bir hayat düşünememeniz yani beğenileriniz önemlidir. Belki ilişkinin ilk dönemlerinde çok da fazla önemsenmeyecek bir durum gibi de gözükse de, ilişkinin zaman içinde değer kazanması ve ilerlemesi noktasında hayati önem taşımakta. Belli bir süre sonra 'monoton' dediğimiz ilişkilerde eğlenceli bir şeyler yapamama, çabuk sıkılma ve yaptığından da keyif alamama durumları ortaya çıkabilir.
Bir daha ne zaman görüşeceksiniz ve bu görüşme nerede olacak, bunun kararını siz vermelisiniz. Kendinden emin ve ne istediğini bilen bir kadın portresi şu an erkeklerin bir kadında aradığı en önemli özellik. Tabii çok fazla istekli görünmemek ve biraz ağırdan almak, bunu yaparken de dozunu kaçırmamak gerekiyor. İlk randevu ile bir sonraki randevu arasında en az bir hafta olmasına dikkat edin. Bu, iki tarafın da zaman kazanmasına, her şeyi gözden geçirmesine yardımcı olacaktır. Zamana ihtiyacınız olduğunu unutmayın. Kendinize ve partnerinize zaman tanıyın. Aceleci davranmayın. Hislerinize kulak verin... Unutmayın, onlar sizi asla yanıltmazlar |